Bugün cemalini gördüm ayıktım
Gönül sevdiğini özler güzel dost
Nefsi sevenine verdim ayıktım
Çekilmiyor kuru nazlar güzel dost
Ruhumu bağladım dostun sesine
Bayramları feda ettim yasına
Perişan güzelin hatırasına
Aşk ile çalınsın sazlar güzel dost
Eski dostlukları bulmak zorlaştı
Nefsin kalesine benlik yerleşti
Yalnızlıktan gönül gözüm körleşti
Daima yolunu gözler güzel dost
Emekçi bu kadar yandığın niye
Hasreti acıya bağladın niye
El yurdunu vatan sandığın niye
Binboğada durur bazlar güzel dost
Geriye dönüpye maziye baktım
Gözümün üstünde kaş ağır geldi
Kaybolan yıllara ağıtlar yaptım
Yorgun bedenime baş ağır geldi
Bir garip ateşle yandıkça yandım
Ne susuzluk çektim ne suya kandım
Erenler bezminde aç olmaz sandım
Minnet sofrasında aş ağır geldi
Bensde bir güzeli seveyim dedim
Başımı önünde eğeyim dedim
Gönül tellerine değeyim dedim
Ömür geldi geçti yaş ağır geldi
Dertlerim azdıda vah dermansız kulum
Kar yağdı kapandı oy hep uzun yolum
Kesildi takatım oy kırıldı belim
Gönlümde dermansız vah yare var yare
Kimlere anlatam vah ben dertlerimi
Felek gelip dürdü hep defterimi
Belki yar unutturur diye derdimi
Gönlümde vah dermansız yare var yare
Gündoğdu ah çekmeyle geçti bu ömrüm
Daha bahar iken oy solmuştu gülüm
Hep banamı düşer oy bunca zar zulüm
Gönlümde vah dermansız yare var yare
Sabahın seherinde
Feryadım ta derinde
Birgün olurda biter
İzi kalır sinemde
Can ağlar canan ağlar
El ağlar yalan ağlar
Bülbülün feryadını
Bahçedeki gül anlar
Dün ya garip işimiş
Yalan imiş düş imiş
Emek verdiğim yerler
Toprak değil taş imiş
Can ağlar canan ağlar
El ağlar yalan ağlar
Bülbülün feryadını
Bahçedeki gül anlar
Güldürmedim Nazlım Bir Gün Ben Seni
Bundan Sonra Yürü Gül Yavaş Yavaş
Ya Görürsün Ya Görmezsin Sen Beni
Artık Defterinden Sil Yavaş Yavaş
Yaprağım Döküldü Çiçeğim Soldu
Senin De İkbalin Yüzüne Güldü
Kurtuldun Kışımdan Baharın Geldi
Açılsın Bahçende Gül Yavaş Yavaş
Yaptığın Binayı Yıkıp Devirdin
Başkalara Uydun İşi Çevirdin
Destan Ettin İlden İle Duyurdun
Sevinip Gülüyor El Bana Bana
Zehirle Yoğrulmuş Vurduğun Hançer
Bundan Kurtulmaya Ne Çarem Mi Var
Çekerim Bu Derdi Ölene Kadar
Bilmek İstiyorsan Gel Yavaş Yavaş
Meluli Kapında Bendedir Bende
Gönlüm Yanındadır Dost Dost Ayrılmaz Sende
Meğerki Bu Ruhum Çıka Bedende
O Zaman Ayrılır Yol Yavaş Yavaş
Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün tel tel olmuş
Örülmeyi örülmeyi
Mendili yudum arıttım
Gülün dalında kuruttum
Adın neyidi unuttum
Sorulmayı sorulmayı
Çağır Karacaoğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı
Yaraladın yaktın beni
Dillere bıraktın beni
Ettin deli mecnun beni
Çöller bıraktın beni
Hani dağlar yüce dağlar
Dağlar yüreğimi dağlar
Ben o yardan ayrılalı
Gözüm yaşı durmaz çağlar
Üzerimde kara bulut
Ne sevdan kaldı ne umut
Ben unuttum sende unut
O güzel günleri yar yar
Hani dağlar yüce dağlar
Dağlar yüreğimi dağlar
Ben o yardan ayrılalı
Gözüm yaşı durmaz çağlar
Hey Ağalar Ben Bir Derde Bulaştım
Hey ağalar ben bir derde bulaştım
Yoğumuş dermanı didardan başka
Şu dünyayı karış (kenar), köşe dolaştım
Bulamadım bir dost kederden başka
Hiç vefan yoğumuş yar yar senin ahtında
Hayalin rol oynar kara bahtımda
Karanlık gecenin seher vaktinde
Kapımı çalan yok rüzgar başka
Yaktın ateşinle yar yar kavurdun beni
Bir çatısız hana çağırdı beni
Hakk emri ile anam doğurdu beni
Yaradıcı bilmem babamdan başka
Eller bizi biz elleri görmeden
Gel burdan gidelim kalk deli gönül
Kimse başımıza şişe vurmadan
Gel burdan gidelim kalk deli gönül
Bağrında mumları yak deli gönül
Nasıl anlaşayım ah deli gönül
Birazda yüzüme bak deli gönül
İnsanlar sıfıra inmiş eyleşir
Eşek arıları balda beyleşir
Şimdi diken diller bizi söyleşir
Gönül senden sana giden yol nerde
Gözün varmış hani ya gören göz nerde
Devran Baba düşmüş kara bir derde
Bir zar attım şu ömrümün tümüne
Ben mi deli sen mi zalım kararsız
İşte başım lüzumu yok yemine
Ben mi deli sen mi zalım kararsız
Yeşilim sarardı yaprağım soldu
Geçtiğim yollara şimdi kar doldu
Ben mi deli sen mi zalım kararsız
Nefesimden şüphen tükenmez oldu
Mahzuni'yim hak sözünü hakladım
Haksız mıyım hayli kendim yokladım
Hançerini çiçek diye kokladım
Ben mi deli sen mi zalım kararsız
Yaşlarım yastığa akıyor şimdi
Bir karanlık oda soğuk buz gibi
Ne yarin kokusu nede sesi var
Sanki bugün ölmüş içim buz gibi
Neyleyip unutsam nereye gitsem
Yürek çarpıntımı kime dinletsem
Hicran dolmuş göğsüm ne merhem etsem
Adı dil ucumda gitmiş söz gibi
Sabaha açmazsa rabbim gözümü
Zaten yaralıydım kırdın belimi
Seherin ufkuyla savur tozumu
Dola bedenime beyaz bez gibi
Gündoğdu revamı hakmıdır bilmem
Gidersem bu ele bir daha gelmem
Belki çok yanarım amma söylemem
Anılmazda adım ölmüş yüz gibi
Mümkünmüdür senden yüzüm döneyim
Bilirsinki müptelanım ezelden beri
Lime lime etselerde bu tatlı canı
Yinede vaz geçmem sen den ya ali ya ali
Kaşlarının arasında zöhre yıldızı
Bilen bilir bilmeyenler ne bilsin bizi
Boynuma atsalarda yağlı kendiri
Yinede vaz geçmem sen den ya ali ya ali
Her iki cihanın sensin şahı sultanı
Nutkuna bend olan aşık görür zatını
Çaresiz Abdalım öldürselerde beni
Yinede vaz geçmem sen den ya ali ya ali
Tabip sen sorma derdimi
Benim derdim dermansızdır
El vurup açma yaramı
Yaralarım merhemsizdir
Yar elinden yaralarım
Vurur sinemi dağlarım
Ah edip hem kan ağlarım
Didelerim merhemsizdir
Mücrimiyem arzum yare
Kahrım yare nazlı yare
Her ne desem sazım yara
Yar olmayan habersizdir
Dert yarim derman yarim
Derman yarim ferman yarim
Her nedesem sözüm yarim
Yar olmayan habersizdir.
Gönül ne beklersin gurbet ellerde
Gidelim sılaya gayrı yaz geldi
Açıldı laleler susam sümbüller
Dağların zamanı allı yaz geldi
Müddete erince her şey erişir
Irmaklar coş eder sular kaynaşır
Enginde ovada gözler kamaşır
Dağlar kemha giymiş allı yaz geldi
Hasretin firagı figana başlar
Didemden akıyor kann ile yaşlar
Çiçek düşürmeyen arılar işler
Kovanlar meydanda ballı yaz geldi
Tahammül olunmaz kullar halına
Güzeller çıkıyor seyran yerine
Efgani de sazın almış eline
Ağlayarak çalar teli yaz geldi
Zarar hakkın yolun bulmayan dost
İkrar verip ikrarında urmayan dost
Varıp bir kamile yoldaş olmayan
Anlamaz sözümüz yabana gider
Şüpe etme elin belin dilinden
Cahil muhabbeti ırak ilimden
Çaya zarar gelmez kendi selinden
Taş isen kalırsın kum akar gider
Yanar gayrı aşkın oduna
Pir elinden varsam dolu tadına
Sırrın verip sakın alma yadınan
Tutamaz dilini çözülür gider